Fotoğrafçılık Kursları Logo

Yeni Başlayanların Kaçınması Gereken 8 Temel Hata

Yayınlanma Tarihi
27 Kasım 2025 (08:35)
Yeni Başlayanların Kaçınması Gereken 8 Temel Hata
Murat Karamısır

Murat Karamısır

Fotoğrafçı & Eğitmen

Uzun yıllardır hem sahada çekim yapan hem de eğitim veren bir fotoğrafçı olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Fotoğrafçılığa yeni başlayanların hataları, genellikle teknik eksikten çok, yanlış alışkanlıklardan kaynaklanıyor. Yani sorun çoğu zaman makinede değil, bakış açısında ve çalışma şeklinde.

Bu yazıyı okuyanların büyük bölümü muhtemelen “Daha iyi fotoğraflar çekmek istiyorum ama nerede hata yaptığımı bilmiyorum” diye düşünüyor. Google’da bu konuyu arayanların niyeti de tam olarak bu: “Hızlıca gelişmek için neleri yapmamalıyım?”

Aşağıda, öğrencilerimde defalarca gördüğüm ve pratikle kolayca düzeltilebilen 8 temel hatayı, bir fotoğraf eğitmeninin gözünden sade ve uygulanabilir önerilerle anlatacağım. İsterseniz bu rehberi, kendi gelişim süreciniz için bir kontrol listesi gibi düşünebilirsiniz.

1. "Daha İyi Ekipman = Daha İyi Fotoğraf" Yanılgısı

Eğitimlerimin ilk gününde öğrencilerime hep şunu söylerim: "En iyi romanı, en pahalı daktiloya sahip olan yazar yazmaz." Fotoğrafçılıkta da durum böyledir. Sektörde geçirdiğim yıllarda, elinde on binlerce dolarlık ekipmanla vasat kareler çekenleri de, giriş seviyesi bir makineyle sanat eserleri yaratanları da gördüm.

Yeni başlayanların yaptığı en büyük hata, yetersizlik hissini yeni lensler veya gövdeler alarak bastırmaya çalışmaktır. Unutmayın, fotoğrafı makine kaydeder ama fotoğrafçı çeker. Bütçenizi ekipmandan önce eğitiminize ve vizyonunuza yatırın. Sağlam bir temel atmak için yapılandırılmış temel fotoğrafçılık kursu almak, size en pahalı lensten daha fazla keskinlik kazandıracaktır.

2. Kullanım Kılavuzunu Okumamak ve "Auto" Moduna Hapsolmak

Biliyorum, o kalın kitapçığı okumak çok sıkıcı. Ancak makinenizin dilini bilmeden onunla konuşamazsınız. Birçok hevesli fotoğrafçı, makinesini "P" (Profesyonel değil, Program modu!) veya yeşil kutucuklu tam otomatik modda kullanır. Bu durumda kararları siz değil, makinenin içindeki mühendis verir.

Çözüm: Korkmayın, hata yapın ama kontrolü elinize alın. Diyafram (A/Av) veya Enstantane (S/Tv) öncelikli modları deneyerek işe başlayın. Işığa hükmetmeyi öğrendiğinizde, fotoğrafçılığın asıl keyfi o zaman başlar.

3. Özneyi Sürekli Ortalamak (Kompozisyon Tembelliği)

Vizörden baktığınızda, odak noktasının tam ortada olması, refleks olarak bizi konuyu oraya yerleştirmeye iter. Sonuç? Dengesi bozuk, dinamizmden uzak ve sıkıcı kareler. Buna "Bullseye" (Hedef Tahtası) sendromu diyoruz.

Bunu aşmanın en basit yolu 1/3 Kuralı (Rule of Thirds) tekniğidir. Kadrajı yatay ve dikey ikişer çizgiyle 9 eşit parçaya böldüğünüzü hayal edin. İlgi merkezinizi (örneğin bir portrede gözleri, manzarada ufuk çizgisini) bu çizgilerin kesişim noktalarına yerleştirin. Fotoğrafınızın bir anda nasıl profesyonelleştiğine inanamayacaksınız.

4. Işığın Kalitesini ve Yönünü Görmezden Gelmek

Fotoğraf, kelime anlamıyla "ışıkla yazmak" demektir. Ancak yeni başlayanlar genelde sadece "ne" çektiklerine odaklanır, "nasıl bir ışıkta" çektiklerini unuturlar. Öğle vakti tepedeki sert güneş altında portre çekmeye çalışmak, modelinizin göz altlarında koyu gölgeler oluşturur ve istenmeyen bir sonuç verir.

  • Altın Saatler (Golden Hour): Gün doğumu ve gün batımı saatleri, ışığın en yumuşak ve sıcak olduğu, gölgelerin uzadığı büyülü zamanlardır.
  • Mavi Saatler (Blue Hour): Güneş battıktan hemen sonraki o lacivert gökyüzü tonlarını kaçırmayın.

5. Arka Planı Kontrol Etmemek: Kafadan Çıkan Ağaçlar!

Geçen gün bir öğrencimin portre ödevini inceliyorduk. Modelin ifadesi harika, netlik kusursuzdu. Ama o da ne? Modelin tam kafasının arkasından bir elektrik direği çıkıyordu! Odaklandığımız konuya o kadar kilitleniyoruz ki, arkada neler olup bittiğini görmüyoruz.

Deklanşöre basmadan önce gözlerinizi kadrajın dört köşesinde ve konunun arkasında gezdirin. Dikkat dağıtan bir çöp kutusu, parlak bir tabela veya o meşhur elektrik direği varsa, sadece bir adım sağa veya sola giderek bu sorunu çözebilirsiniz. Buna "fotoğrafik temizlik" diyoruz.

6. "Çok Çekersem Biri İyi Çıkar" Mantığı (Spray and Pray)

Dijital çağın getirdiği en büyük hastalıklardan biri: Sınırsız çekim hakkı. "Nasıl olsa film parası yok" diyerek düşünmeden, makinalı tüfek gibi seri çekim yapmak, sizi fotoğrafçı değil, sadece "deklanşöre basan kişi" yapar. Bu alışkanlık, fotoğrafçılığa yeni başlayanların hataları listesinde üst sıralardadır.

Yavaşlayın. Her kareyi sanki 36 pozluk bir film makinesiyle çekiyormuşsunuz gibi kıymetli görün. Vizörden bakın, nefesinizi ayarlayın, kompozisyonu kurun ve o "tek" kareyi çekin. Bu disiplin, gözünüzü terbiye etmenin en etkili yoludur.

7. Aşırı Düzenleme (Over-Editing) Tuzağı

Photoshop veya Lightroom'u keşfettiğinizde, her sürgüyü (slider) sonuna kadar açma isteği duyarsınız. Doygunluğu (Saturation) patlamış renkler, aşırı keskinleştirilmiş (Sharpening) dokular ve yapay HDR görünümleri... Bu, fotoğrafı iyileştirmez, aksine kalitesini düşürür ve amatör gösterir.

İyi bir düzenleme, "ben buradayım" diye bağırmayan düzenlemedir. Fotoğrafın doğallığını bozmadan, sadece hikayeyi güçlendirecek dokunuşlar yapın. Eğer bu konuda profesyonel bir yol haritasına ihtiyaç duyarsanız, kapsamlı fotoğrafçılık kursları içinde yer alan "Post-Prodüksiyon" modüllerimiz size doğru düzenleme mantığını kazandıracaktır.

8. Sabırsızlık ve Hemen Sonuç Beklemek

Belki de en kritik hata: Pes etmek. Birkaç ay içinde National Geographic fotoğrafçıları gibi çekim yapmayı beklemek haksızlık olur. Fotoğrafçılık bir maratondur, 100 metre koşusu değil. Gözün eğitilmesi, teknik reflekslerin oturması zaman alır.

Sıkça sorulan "Peki hocam, ne kadar sürer?" sorusuna dürüst bir cevap arıyorsanız, fotoğrafçılık kaç ayda öğrenilir başlıklı yazımda bu süreci tüm gerçekliğiyle ve aşamalarıyla anlattım. Önemli olan sürenin uzunluğu değil, o süre boyunca kameranızı elinizden düşürmemenizdir.

Sık Sorulan Sorular

Fotoğrafçılığa başlarken mutlaka kursa gitmek gerekir mi?

Kendi kendinize de öğrenebilirsiniz, ancak sistemli bir eğitim süreci hem zamanı daha verimli kullanmanızı sağlar hem de yanlış alışkanlıklar edinmenizi engeller. Organize fotoğrafçılık kursları, pratik ve teoriyi dengeli şekilde sunar.

Fotoğrafçılık zor mu?

Fotoğrafçılık kolay görünen ancak detaylara girildiğinde zorlaşan bir sanat. Herkesin yapabileceğini düşündüğü ve DSLR makinelerle ilerleyebileceğini savundukları bir alan. Ancak fotoğrafçılığın içinde teknik bilgi, his ve sanatsal bakış açısı var. Bunların toplamı sizde varsa fotoğrafçılık size zor olmayacaktır. 

Yeni başlayan biri önce hangi hatayı düzeltmeli?

Öncelik, fotoğrafı tamamen otomatik modda çekmek yerine temel ayarları yavaş yavaş kontrol etmeye geçmek olmalı. Paralelinde ışığı okumayı ve kompozisyonu geliştirmeyi hedeflemek en sağlıklı yoldur.

Hataları Bilmek, Gelişimin En Hızlı Yolu

Özetle; fotoğrafçılığa yeni başlayanların hataları, çoğu zaman bilinç eksikliğinden ve acelecilikten kaynaklanıyor. Sadece ekipmana odaklanmak, otomatik moddan çıkmamak, ışığı ihmal etmek, kompozisyonu göz ardı etmek, eleştiriden kaçmak ve süreci yanlış değerlendirmek; gelişiminizi yavaşlatan başlıca faktörler.

Bu 8 temel hatayı fark edip, adım adım düzeltmeye başladığınızda hem teknik olarak güçlenecek hem de fotoğraflarınızda gözle görülür bir dönüşüm yaşayacaksınız. Bu yolculukta size eşlik edecek, planlı ve uygulamalı bir eğitim için fotoğrafçılık kursları ile temelinizi sağlamlaştırabilir, sonrasında da kendi tarzınızı özgürce inşa edebilirsiniz.

Benzer İçerikler

Benzer içerik bulunamadı.

Yorumlar (0)

Yorum Yaz

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.